ÜLKEMİZDE TERÖR SUÇU ŞÜPHELİSİ OLMANIN BASİTLİĞİ
“Çünkü yargıcın görevi doğruluğu bir hediye yada bağış olarak sunmak değildir. Yargıç yasalara göre doğru bir şekilde kararvermek için oradadır; kendi kafasına göre karar vermek için ya da
sizingönlünüzü hoş tutmak için değil.”
Sokrates’ in Savunması, Platon
Koronasürecinin en başında gündemimizi en çok meşgul eden konu, 5275 Sayılı İnfazKanunu’nda yapılacak değişikliğin kapsamının ne olacağı ve bu kapsama kimlerinalınacağı idi. Bu konuda birçok hukukçu, siyasetçi makaleler yazdı, söylemlerdebulundu, tartışma programlarında bu konular tartışıldı. Korona ile yaşananherc-ü merc içerisinde söz konusu kanun teklifi yasalaştı ve kapsama alınanbirçok adi suçlu tahliye edildi.
Buçalışmamızda tekraren İnfaz Kanunu değişikliğinin Anayasaya aykırı olduğu, lehebazı hükümlerin siyasi suçlulara da uygulanması gerektiği gibi ağır! hukukikonuları yazmayacağım. İnfaz Kanunu tasarısı hazırlanırken Adalet ve KalkınmaPartisi milletvekili Sayın Özlem Zengin, yapmış olduğu 2.5 dakikalıkkonuşmasında kanun kapsamını izah ederken “…Soruyorum sizlere darbeciler olmasın mı hapishanede PKK’lılar olmasın mıDHKP-C’liler olmasın mı, kasten adam öldürenler olmasın mı, bu mudur yani…”diyerek İnfaz Kanunu Teklifi kapsamının makul ve adil olduğunu savunmuştur.
Bu konuşma yapılalı epey olmasına ve bu konuartık küllenmesine rağmen aynı konu ülke gündemine tekrardan DEVA Partisi GenelBaşkanı Sayın Ali Babacan’ın Cüneyt Özdemir ile yapmış olduğu bir programsırasında Cüneyt Özdemir’in yönetime gelseniz yapacağınız ilk üç şey denir? şeklindekisorusuna özetle cevaben düşünce suçlularını derhal ilk meclis toplantısı ileözgürlüklerine kavuşturmaktır, ülkenin en büyük sorunu özgür düşüncedirdemiştir. Ali Babacan’ın bu sözlerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı SayınFahrettin Altun'un “Meşru yönetime darbe yapmaya çalışanları, çocuk-kadın,genç-yaşlı demeden öldürenleri, uzaktan bombalarla cana kıyanları düşüncesuçlusu olarak görmeyeceğiz" diyerekcevap vermesi üzerine daha yeni küllenmeye başlayan tartışmalar tekraralevlenmiştir. Bu dönemde ben de silahlı terör örgütü üyeliği ve darbeteşebbüsü kapsamında birçok dosyada sanık avukatlığı yaptım ve dolaylı olarakda birçok dosya ile temas ettim. Kendi baktığım dosyalarda özetle terör suçlusudenilen kişiye delil olarak nelerin gösterildiğinin bir kısmını burayaaktararak konuya farklı bir perspektiften yaklaşmak istiyorum.
Örnekleri vermeden önce şunubelirtmem gerekir. Vatanını ve milletini çok seven bir yurttaş olarak şiddetinher türlüsüne karşıyım. Meşru ve seçimle gelen kişilere karşı yapılan hukuksuzgirişimleri asla desteklemem. Hukuk dışına çıkan her kim olursa olsun muhakkakhukuk içinde hesabının sorulması gerektiği düşüncesindeyim. Vurgulamakistediğim şudur: Yapılan yargılamalarda artık terör suçlarının yaşanan süreçteözgül ağırlığını kaybetti ve iş inanılmaz keyfi boyutlara sürüklendi. Suç vecezanın şahsiliği, ceza kanunların geriye yürümezliği, masumiyet karinesi vehukuk devleti kavramı, mahkemeler eliyle çok ciddi boyutlarda aşındırıldı vehatta bazı mahkemeler tarafından yok edildi.
Birkaçörnek sıralamak mümkündür:
Ø ADSL hattından yapılan indirmeişleminde indirme gün ve saatinde söz konusu yerde olmayan ve bunu ispatlayankişinin mahkemece ısrarla Bylock’u indirdi ve kullandı diye yargılanması,
Ø 1998 yılında fiyatı uygun diye odönem cemaat evi olarak adlandırılan yerde kalan kişinin yargılanması,
Ø Bir otelde aynı dönemde kaldığıkişilerden bazılarının Fetö üyeliğinden soruşturma geçirmiş olması,
Ø Yurt dışına çıkış yaptığı gündeaynı gün Fetö üyeliği kapsamında soruşturma geçiren bazı kişilerin de çıkışyapmış olması,
Ø Bir itirafçı beyanına görekendisine ait hesaptan zorla sosyal medya paylaşımı yaptırma iddiası,
Ø Pak-İş Eğitim, Aktif Sen’e üyeolma,
Ø İtirafçı beyanına göre namazkılındığı, Kuran okunduğu söylenen Fetö evinde kaldığı iddia edilen kişininyine itirafçı beyanına göre bu evde elinde alkol şişesiyle gezmesi, sigaraiçmesi ve iç çamaşırlarıyla dolaşması iddiası,
Ø Ne şekilde elde edildiği bilinmeyenSD kart kodlaması,
Ø Örgüt ile iltisaklı bulunanşirketlerde SGK kayıtlarının bulunduğunun belirtilmesi ancak adı geçen tümşirketlerin hâlâ faaliyette olması,
Ø Elinde zaman gazetesi ile birlikteprotesto gösterisine katılmak,
Ø İtirafçı beyanına göre dinȋ sohbetlerdegörülmek,
Ø Ortaokul ve lise yıllarında örgütemüzahir dershaneye gitmek, öğrencilik yıllarının ilk başlarından itibaren örgütiçerisinde bulunmak,
Ø Yabancı bir ülkede bugün hâlihazırda hâlâ eğitim veren bir okulda öğretmenlik yapmış olmak,
Ø FETÖ dosyalarında avukatlık yapanbazı kişiler hakkında savunmalarında suçu ve suçluyu övdükleri, işlenen bazıeylemleri olumladıkları vb gerekçelerle bütünüyle savunma hakkı kapsamında olankonularla ilgili iddialar,
Ø Okul yöneticisi olan şahsın,bakanlığın gönderdiği Aktif-Sen'e üye olma yazısını öğretmelere tebliğ etmesi,bu yüzden Aktif Sen’e üye kazandırmak iddiası,
Ø FETÖ/PDY ile iltisaklı kurumlardaSGK kayıtlarının bulunması,
Ø Çocukların FETÖ/PDY silahlı terörörgütü ile iltisakı nedeniyle kapatılan okullarda eğitim görmesi,
Ø İtirafçı beyanına göre liseöğrencisi iken şüphelinin ücreti mukabil özel İngilizce dersi alması,
Ø Hiç bir özelliği olmayan, normal,sıradan ankesör aramaları,
Ø Fetö kapsamında işlem görenmüfettişin/amirin/üst rütbeli komutanın verdiği yüksek not… İşin ironik kısmı,aynı notu Fetö kapsamında işlem görmeyen başkaca kişilerin de verdiğininsonradan ortaya çıkmasının lehe bir veri olarak değerlendirilmemesi,
Ø FETÖ’ye üye olmak suçundanhakkında soruşturma veya kovuşturma bulunanlar ile telefon görüşmesi şeklindeirtibat kurmak,
Ø Şüphelinin abisinin KHK ile kamugörevinden ihraç edilmesi,
Ø Şüphelinin KHK ile ihraç edilen kardeşininhesaplarından havaleler alması,
Ø Mesai arkadaşının evine gidip çiğköfte yediği ve ev sahibinin çiğ köfteden sonra Risale-i Nur olarak tabiredilen kitaplardan okuması,
Ø Bugün, Rota Haber ve Aktif Haber isimliinternet sitelerine hepsi toplam 5 kez giriş yapmış olmak,
Ø Örgütün sözde emniyet sorumlusuolarak kabul edilen şahısla irtibat kurduğunun tespit edildiği iddiası ancakmahkeme aşamasında aranan yerin sigorta şirketi çıkması,
Ø Toplu hâlde bir arada bulunanyaklaşık 200 dolar ve 200 euro arasından F serisi olmayan alelade 3 adet 1 ABD doları,
Ø Şüphelinin babasının terörörgütünün üst düzey yöneticilerinden olan kişiyle HTS kaydı çıkması,
Ø Örgüt üyesi olan kişilerce2014-2015 yıllarında Afrika'da organize edilen tıbbi etkinliklere katılmışolması,
Ø Bir doktorun hastalarından birininFetö üst yöneticisi olması,
Ø Olmayan Bankasya hesabında artışyapılması,
Ø Daha önce Fetö soruşturmasıgeçiren kişilerle telde görüşmüş olmak (Bu kişilerin hepsinin resmi kurumlardaçalışmasına ve şüphelinin doğrudan çalışma arkadaşı olmasına rağmen), bu delilçok sık başvurulan bir delildir,
Ø Mal varlığı tartışması nedeniyleeşin diğer eş hesabına yatırdığı para yüzünden yargılanma,
Ø Resmi bir kurum için amirlerininyönlendirmesi ile abone olduğu ADSL hattıyla kimliği bilinmeyen bir kişininBylock indirmesi ve bu kişinin 3 yıl salt bu sebepten yargılanması,
Ø İsim benzerliği yüzündensoruşturma geçirme,
Ø Dil kursuna birinci sıradanseçilen veya uluslararası bir sınavı kazanan kişinin yargılanması,
Ø 1. sicil amiri, kurmay albayınçağrısı üzerine astsubayın görev yerine gitmesi,
Ø Darbe günü, darbecilerle mücadeleeden polis şefinin daha sonra Bylock indirdiği iddiasıyla yargılanması,
Ø Devletin düzenlediği bir seminerdeiş arkadaşı ile aynı otelde kalan kişinin iş arkadaşının FETÖ kapsamındasoruşturuluyor olması,
Ø Uzun yıllardır yurt dışındayaşayan bir Türk vatandaşının o ülke kanunlarına göre kurulmuş, birçok devletbüyüğünün gelip ziyaret ettiği bir okulda sadece part time ders vermesi sadecebu nedenle soruşturma geçirmesi ve işin ironik kısmı da o okulda yöneticilikyapan ve bir devlet büyüğünün akrabası olan kişiye hiç bir şey olmaması,
Ø Attığı bir whatsapp mesajınedeniyle bozguncu ilan edilip darbe teşebbüsünden yargılanma.
Yukarıda verdiğim örnekler, kendiyürüttüğüm ya da bir şekilde duruşmaları izlerken gözlemlediğim ve aldığımnotlardan küçük bir kısımdır. Bunu arttırmak ve bu davalara giren bazı meslektaşlarımınverileriyle zenginleştirip çeşitlendirmek mümkündür.
Gerek Sayın Özlem Zengin’in vegerekse de Sayın Fahrettin Altun’un işin uygulama kısmını, mahkemelerin vesavcılıkların hangi delillerle insanları soruşturup kovuşturduklarını takip etmediklerinidüşünüyorum. Zira hiç kimse eli kanlı teröristlerin canilerin katillerindışarıda özgürce gezmesi taraftarı değildir. Olmaması da gerekir. Ancakyukarıda saydığım verilerin de bir terörist oluşturmak için elverişli donelerolmadığını düşünüyorum. Zirasavcılığın uyap sistemine bir kişiyi silahlı terör örgütü üyesi suçlaması ilekaydetmesinin bir şartı yoktur. Önemli olan bu suçu yazmadan önce kişinin bu suçlamanınaltını dolduracak delillerle suçlanıp suçlanamayacağıdır. Yaşanan süreçtesavcılıklar eliyle hedefe konulan kişilere peşinen soruşturma açılmaktadevamında da yukarıda sıraladığımız gibi ilgisiz, bağlamından koparılmış birçok veri toplanarak âdeta yargı eliyle bir terörist oluşturulmayaçalışılmaktadır.
Maalesef ülkemizde siyasi suçlarbağlamında yargı mensupları, kendilerine çizilen sınırları aşamamaktadırlar. Kendilerinegösterilen istikamet dışında sanıklar ve müdafileri tarafından işaret edilenfarklı yönlere ve farklı bakış açılarına yönelememektedirler. Bu bağnaz tutumda olayın sıcaklığıyla fark edilemeyen ancak sonradan ortaya çıkan çok büyükhukuk hatalarının oluşmasına neden olmaktadır.
Mevcut hukuk sistemimizde Yargıtayiçtihatlarında doktrinde terör suçlarının unsurları yerleşmiştir. Hangi eylemve söylemlerin bu suçlara sübut vereceği net bir şekilde yılların birikimisonucunda oluşturulmuştur. Terör suçu denilen bir suçun oluşması için cebir veşiddet olmazsa olmaz bir unsurdur. Bir organizasyon içerisinde ise bu yapıyamensup kişilerin mezkur yapının cebir ve şiddet eylemlerini gerçekleştirerekamaca ulaşması gerektiğini bilmesi şarttır. Oysa ki günümüzde yargının buyerleşik prensiplerinden suçun pratikte uygulanabilir maddi ve maneviunsurlarından vazgeçilmiştir. Âdeta şablon baskı, listeleme ve kategorizasyonyöntemleriyle terör suçu ve terörist üretme yöntemi genel prensip hâlinegetirilmiştir. Siyasi suçlarda kast unsuru da artık yok sayıldığı için enbasitinden herhangi bir nedenle aradığınız herhangi bir kişinin herhangi birterör örgütünün şüphelisi olması hâlinde artık siz de adli makamlar tarafındanşüpheli olarak yaftalanmaktasınız. Çünkü sizin o kişi ile niye görüştüğünüzdikkate alınmıyor. Salt o kişi ile görüşmenizi bir suç delili olarak kabul edenyargı mekanizması oluşturulmuş durumdadır. Geçmişte bu gibi uygulamalarpolisler tarafından sıklıkla kullanılırdı. Fakat yargılama aşamasında mahkemelertarafından bu veriler çöpe atılırdı. Ancak özellikle 15 Temmuz sürecindetasfiyeler ve yeni alımlar-atamalar sonucu baştan dizayn edilen yargımekanizmasında bu veriler makul-meşru-kabul edilebilir-ceza vermeye yeterlideliller olarak kabul edilmektedir.
Bizim naçizane tavsiyemiz şudur: Yukarıdaalıntıladığımız sözleri sarf eden kişilerin işin uygulama kısmına kendilerinesunulduğu ve önlerine getirildiği gibi yargılanmaması gerekir. Olayın bizzatmuhatapları olan müdafilerle de irtibat hâlinde değerlendirilmesi şarttır. Nekadar sıradan günlük, normal şeylerin bugün mahkemelerce şeytanlaştırıldığı görülmelidir.
AV.FATMA VİLDAN YİRMİBEŞOĞLU